Boşanma davasında; affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış olaylara, boşanma nedeni olarak dayanılamaz.
AF NİTELİĞİNDEKİ DAVRANIŞLAR
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılan davalarda affa yönelik davranışlar davanın red ile sonuçlanmasına neden olacaktır. Nitekim affın varlığı halinde evlilik birliğinin devam etme koşulu sağlanmış olacak, kamu düzeni gereği evlilik birliğinin sona ermesine dair açılan bu boşanma davası sonuçsuz kalacaktır. Af niteliğinde sayılan davranışları 4 madde halinde sayabiliriz. Bunlar; karı kocanın barışması, yaşanan olayları affetmek,yaşanan olayları hoşgörü ile karşılamak, Yaşanan Olaylara Rağmen Evlilik Birliğini Sürdürmek
Bu hallerin varlığı halinde bir eşin diğerini affettiği varsayılmaktadır. Nitekim uygulamada da Aile Mahkemesi hakimleri af hususuna önem göstermekte, affa dair iddiaları ve delilleri titizlikle değerlendirmektedir. Aile Mahkemesi Hakimi, affa dair davranışın varlığı ve tespiti halinde davayı kesin bir şekilde reddetmekte ve hükmünü buna göre kurmaktadır. Affa dair yukarıda saydığımız davranışları detaylıca değerlendirmek istersek :
Karı Kocanın Barışması :
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davalarında karı kocanın barışması davanın red ile sonuçlanmasına sebep olacaktır. Affedip barışan taraf affettiği durumu boşanma davasında neden olarak kullanamaz.
Emsal Yargıtay kararlarında da eşler boşanma nedeni olan olaylardan sonra birlikte yaşamaya başlamışlarsa bu nedenlere dayanarak boşanma davası açamayacakları belirtilmiştir.
Müessir fiil hadisesinden sonra eşler barışıp bir araya gelmişlerdir. Hoşgörü ile karşılanan olaylar boşanmaya ve manevi tazminata esas alınamaz. (MK.m.143/2) Manevi tazminatı gerektiren başka bir maddi hadisenin varlığı da ispat edilmemiştir. Mahkemece bu isteğin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2001/15308 K. 2001/16951 T. 30.11.2001
Yaşanan Olayları Affetmek:
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davalarında öne sürülen boşanma sebebinden sonra birlikte yaşamaya başlanması, yahut da bu boşanma davasından feragat edilmesi af niteliğindedir. Bu durumda feragatten önce gerçekleştirilen davranışlara dayanılarak boşanmaya karar verilemez. Ancak feragatten ya da birlikte yaşamaya başlanılmasından sonraki davranışlara dayanılarak boşanma davası açılabilir.
“Davacı erkek eve dönmesi için eşine ihtar göndermekle ihtar tarihinden önceki olayları affetmiş en azından hoşgörü ile karşılamıştır. Affedilen veya hoş görü ile karşılanan olaylar boşanma sebebi yapılamaz.”
Yaşanan Olayları Hoşgörü İle Karşılamak:
Eşlerin meydana gelen ve boşanmaya neden olan fiilleri/davranışları hoşgörü ile karşılaması, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasının red ile sonuçlanmasına neden olacaktır. Nitekim meydana gelen bir hadise karşısında tepkisiz kalmış ve normal yaşantısına devam etmiş bir eşin, meydana gelen olayı hoşgörü ile karşıladığı kabul edilir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre boşanma davasına temel teşkil eden olayların meydana gelmesinden sonra eşlerin birlikte tatile çıkması, olayların hoşgörü ile karşılandığı anlamına gelmektedir. Yine eşlerin boşanmaya neden olan olaydan sonra birlikte yaşaması da olayların hoşgörü ile karşılandığı manası taşır ve af niteliğindedir. Tabii ki zorunlu nedenlerden dolayı aynı evde kalma hususunu ayrı tutmak faydalı olacaktır çünkü bu halde hoşgörü ile karşılama hususu söz konusu değildir, zorunluluk hali vardır.
“Davacı davalı kadının eşine barışmayı teklif etmesi barışma müzakeresi niteliğinde olup, kocadan kaynaklanan kusurların affedildiği ya da hoşgörü ile karşılandığını gösterecek nitelikte de değildir.”
. Eşin doğumdan sonra eve getirilmesi, eşi baba evinden alıp eve getirmek, birlikte umre/hac görevini yerine getirmek, düğün hazırlıklarının devam etmesi, cinsel ilişkiye devam etmek vb. nedenler ; boşanmaya neden olan eylemlerin hoşgörü ile karşılandığını yani affedildiği anlamına gelir.
Yaşanan Olaylara Rağmen Evlilik Birliğini Sürdürmek:
Zorunluluk hali dışında evlilik birliğini temelden sarsacak nitelikteki olaylara rağmen birlikte yaşamaya devam edilmesi halinde evlilik birliğini sürdürme gayesi içerisinde olunduğu kabul edilecektir.
EKİNCİ HUKUK VE DANIŞMANLIK